Pierre Bourdieu si è misurato a lungo con la definizione del “quadro concettuale” della “teoria della società”, a partire dalla riflessione sul rapporto non chiarito fra la “teoria dell’azione” e la “teoria strutturalista”, ossia dalla questione preliminare di come le due principali strategie concettuali attraverso cui si sono orientate le scienze sociali si possano integrare in un “modello unitario”. La “prospettiva relazionale” indaga la genesi, lo sviluppo e la crisi tanto delle strutture sociali quanto delle rappresentazioni, dei comportamenti e dei (...) vissuti soggettivi che si manifestano all’interno di tali strutture, focalizzando l’analisi sui sistemi di relazioni tra oggetti ed eventi piuttosto che sui singoli fenomeni. Bourdieu tenta di superare il tradizionale antagonismo tra la “fisica oggettivista” dello strutturalismo e il “soggettivismo costruttivista” della fenomenologia e della teoria dell’azione, mettendo in relazione la riproduzione-distribuzione delle risorse materiali (“oggettività di primo ordine”) e degli schemi mentali e corporei tramite cui sono interpretate, valutate e vissute le situazioni e si rinnova simbolicamente la società (“oggettività di secondo ordine”). Come vedremo, i concetti di capitale e di habitus a disposizione dei soggetti individuali e collettivi all’interno dello spazio sociale e dei campi specifici caratterizzano tale indagine. (shrink)

This thesis explores the party system and political parties in the post-communist Albania. The overarching question of the thesis is what kind of party system has developed and what is the structure and organization of the Albanian political parties. The study analyses the period 1991-2013, that is the period between the first and the last general elections. I argue and test that the Albanian party system is stable and that the Albanian political parties are mass clientelist parties with deep territorial (...) penetration. The members of the parties have ceased to paly their traditional roles of the era of mass party and their attachment tot he party is not ideological but aims to ensure material benefits in return for the support provided to the party in elections times. As parties don't have many tools at hand they use their organizational structure to stabilize electorate, which explains the low level of electoral volatility in Albania and as consequence the stability of the party system. The thesis ahs an institutional embedded and a historically structured framework according to which party strategies are shaped by both the institutional context and the historical setting in which parties are created and operate. Following this line of reasoning, the weak societal roots of parties do not allow for party identification or voter alignment; the early access to public funding reduces the incentives of parties to create strong links with the members and society to collect financial resources and; in line with the features of the patrimonial communism which is characterized by clientelism and nepotism, the Albanian political parties develop the same relationships between the higher echelons of the party and the lower strata of the party structure. On the other hand the lack of media access in the early phase of organization and the need to stabilize the electorate, encourage the Albanian political parties to seek a deep territorial penetration which results in the creation of mass clientelist parties. In order to test the hypothesis I have undertaken three steps: a) the analyses of the Effective Number of Parties and Electoral Volatility; b) the internal distribution of power, the role of the membership and the relationship of the organization with society and; c) the identification of financial resources of the political parties. (shrink)

İSNAD Atıf Sistemi (www.isnadsistemi.org), Sivas Cumhuriyet Üniversitesinin proje desteği ile akademik araştırmalarda kullanılmak üzere Türkiye merkezli ve Türkçe olarak geliştirilen bir akademik yazım ve kaynak gösterim sistemidir. İSNAD, akademik araştırma, yazım ve yayın etiğiyle ilgili temel kuralları kapsar. Bu, bir yazının başlığının belirlenmesinden özetinin yazılmasına ve anahtar kavramlarının seçimine, başlık formatından tablo ve şekillerin oluşturulmasına, İngilizce, Arapça ve diğer dillerdeki eser adları ve yazar isimlerinin yazılmasına, tarih ve yüzyılların gösterilmesine, yayın etiğine dikkat edilmesine, kaynak eserden alıntı yapılmasına ve atıf (...) bilgilerinin düzenlenmesine kadar geniş bir yelpazeyi içerir. Bilindiği üzere kaynak gösterimi, belirli kurallara uygun olarak yapılmalıdır; bu hem bilginin bilimsel doğruluğu hem de fikri mülkiyet haklarına saygı açısından önemlidir. Bir bilimsel çalışmanın hazırlanmasında kullanılan kaynaklar, diğer araştırmacılar tarafından erişilebilir ve doğrulanabilir olacak şekilde bibliyografik bileşenleriyle doğru ve eksiksiz olarak yazılmalıdır. İSNAD Atıf Sistemi’nde; atıf yapılan kaynağa dair bilgiler, metin içinde (Yazar Soyadı, Basım Tarihi, Sayfa No.) şeklinde veya dipnotta "Yazar Adı Soyadı, Eser Adı, Sayfa No." düzeninde ilgili bilim dalının genel kullanımına uyularak yazılabilmektedir. Ancak kaynakça her iki kullanımda da aynı şekilde oluşturulmaktadır. İSNAD; EndNote, Zotero, Mendeley ve Citavi gibi akademik yazım araçları için hazırlanmış şablonlarıyla kullanımı kolay bir sistemdir. İSNAD'ın kullanımı, aslı İngilizce ve tam metinleri ücretli olan atıf stillerinin Türkiye ve Türk Cumhuriyetlerinde tam olarak öğrenilememesinden ve yaygınlaşamamasından kaynaklanan eksiklikleri giderecektir. (shrink)

Excerpt from L. von Bertalanffy, General System Theory. Foundations, Development, Applications, Braziller, New York 1968, pp.48-51. By the editors.

Breve Schizzo dei Sistemi di Filosofia Moderna e del Proprio Sistema.

L’articolo si propone di indagare le implicazioni ecologiche di due differenti tendenze sistemiche: La General Systems Theory di Ludwig von Bertalanffy, che fa da cornice alla Systems Ecology di Eugene Odum; La Second-Order Cybernetics elaborata da Heinz von Foerster, Humberto Maturana e Niklas Luhmann, che costituisce la matrice di un nuovo paradigma ecologico denominato General Ecology. Nell’articolo verranno comparate la GST e la SOC in relazione ai loro differenti modi di intendere il sistema e la sua genesi; il ruolo dell’osservatore (...) nella definizione dei confini di un sistema; e la relazione tra sistema e ambiente. Verrà mostrato come la SOC, mettendo in causa il principio del controllo gerarchico della GST, conduce alla nozione di differenze ecologiche, con la quale si indica una pluralità di diadi sistema-ambiente, problematizzando così la nozione di ambiente come riferimento fisico e oggettivo. (shrink)