Syftet med artikeln är att diskutera organiseringen av svensk nanoteknik och varför denna skiljer sig från de länder inom vilka det sker en mer sammanhållen aktörsmobilisering kring nanoteknik, och där tillväxtfokus i högre grad än i Sverige integreras med fokus på miljö och samhällsmässiga aspekter. Utvecklingen av svensk nanoteknik visar att vetenskaplig effektivitet inte nödvändigtvis betyder att frågor om innovation eller effekter av denna innovation också hanteras effektivt. Stora vetenskapsprogram drivs utan samordnande hantering av nanoteknik som innovationsobjekt. Forskning om miljö (...) och samhälleliga aspekter sker i liten skala och utan tydlig koppling till nanoteknikens innovationssystem. Förklaringar söks i den svenska modellens implikation för FoU i allmänhet och nanoteknik i synnerhet. Modellen är centrerad kring storindustrins behov och har sitt fokus på expertis. Sammantaget har Sverige haft svårt både att hantera nanoteknik som utvecklingsprojekt och att bredda diskussionen kring nanoteknik som samhällsprojekt. (shrink)

1. Tan'gun sinhwa ŭi wŏnhyŏngjŏk segyegwan kwa p'ungnyu chŏngsin -- 2. Wŏnhyo ŭi hwajaeng sasang kwa muaehaeng ŭi silch'ŏn -- 3. Ŭisang ŭi 'Hwaŏm ilsŭng pŏpkyedo' e nat'anan Hwaŏm sasang -- 4. Chinul ŭi Tono chŏmsu wa Chŏnghye ssangsu sasang -- 5. Sambong Chŏng To-jŏn ŭi Pulgyo paech'ŏk ŭi naeyong kwa sŏngkyŏk -- 6. T'oegye Yi Hwang ŭi ch'ŏrhakchŏk ipchang kwa 'Kyŏng' sasang -- 7. Kobong Ki Tae-sŭng ŭi hangmun chŏngsin kwa ch'ŏrhak sasang -- 8. Ugye Sŏng Hon ŭi Tohakchŏk (...) sam kwa hangmun yŏnwŏn -- 9. Yulgok Yi I ŭi Taedong sahoeron kwa ch'ŏrhakchŏk chihyang -- 10. Sŏgye Pak Se-dang ŭi Sirhakchŏk sayu ŭi kich'o -- 11. Namdang Han Wŏn-jin ŭi yŏksa insik kwa Chosŏn chunghwajuŭi -- 12. Sŏngdam Song Hwan-gi ŭi 'T'aegŭk tosŏl' haesŏk ŭi kibon ipchang -- 13. Kanjŏng Yi Nŭng-hwa 'Chosŏn Togyosa' ŭi haksulsachŏk ŭiŭi wa han'gye -- 14. Manhae Han Yong-un i pon chuch'e ŭi munje wa minjok chagyŏl ŭi wŏnch'ik -- purok. T'algyŏnggye sidae ŭi Han'guk ch'ŏrhak ŭi inmunhakchŏk ŭiŭi wa chŏnmang: Yulgok ŭi ch'ŏrhak. (shrink)

1. Hyŏndae munmyŏng i majuhan saengmyŏng wigi -- 2. Sarang kwa konggam ŭi Kongja Yuhak -- 3. Tolbom kwa haengbok ŭi Maengja Yuhak -- 4. Sangsaeng kwa kongsaeng ŭi Yugyo -- 5. Wang Yang-myŏng ŭi tolbom kwa kongsaeng ŭi sam, 1 -- 6. Wang Yang-myŏng ŭi tolbom kwa kongsaeng ŭi sam, 2 -- 7. Ch'ŏnji manmul kwa in'gan i han mom in segye -- 8. Tolbom kwa kongsaeng ŭi ch'amdaun in'gan -- 9. Kamŭng kwa t'onggak ŭi chuch'e in yangji -- (...) 10. Tolbom kwa kongsaeng ŭi yangji sirhyŏn ŭi kil -- 11. Yangji sirhyŏn kwa ch'amdoen chŭlgŏum -- 12. Tolbom kwa kongsaeng ŭi ch'inmin chŏngch'i -- 13. Paeryŏ wa tolbom ŭi ch'amdoen chaa sirhyŏn ŭi kyoyuk -- 14. Paeryŏ wa tolbom ŭi ch'amdoen chaa sirhyŏn ŭi kyoyuk -- 15. Che 4-ch'a sanŏp hyŏngmyŏng sidae, tolbom kwa kongsaeng ŭi kil. (shrink)

Beherrschten vor 20 Jahren noch Industriekonglomerate, Energiekonzerne und Banken die Rangliste der wertvollsten Unternehmen, wurden diese längst von Internetgiganten wie Google, Apple, Amazon und Tencent abgelöst. Digitale Technik ist allgegenwärtig: Wir tragen Hochleistungsrechner in unseren Taschen herum, Waschmaschinen können sich mit dem Internet verbinden. Doch erschöpft sich darin das Neue am digitalen Kapitalismus? 0Philipp Staab beleuchtet den digitalen Kapitalismus aus unterschiedlichen Perspektiven, um ihn präziser auf den Begriff zu bringen. Er zeigt, wie digitale Überwachungs- und Bewertungspraktiken in immer mehr Bereiche (...) der Wirtschaft vordringen und dabei die soziale Ungleichheit verschärfen. Das Spezifische am digitalen Kapitalismus, so Staab, ist die Herausbildung 'proprietärer Märkte': Kam es früher darauf an, Dinge herzustellen und mit Gewinn zu verkaufen, geht es im Zeitalter der Unknappheit um das Eigentum an den Märkten selbst. (shrink)

Felix Kaufmanns Wissenschaftstheorie Hans-Georg Zilian. X KAUFMANN, DIE ÖKONOMEN UND DAS A PRIORI Bei den österreichischen Grenznutzentheoretikern, mit deren Arbeiten sich Kaufmann vor allem auseinandersetzte, ist von ...

ÖZ “Tanzanya’da Leibzig Misyoner Cemiyeti Misyonerliği, Karşılaşılan Zorluklar ve Kullanılan Yöntemler” isimli makale “Tanzanya’da Misyonerlik Faaliyetler Lutheran Kilise Örneği” isimli yüksek lisans tezine dayanmaktadır. Makale, Lutheran misyonerliğinin Tanzanya’da faaliyetlerine nasıl başladıkları, ilerleme yöntemleri ve karşılaşılan güçlükleri anlama noktasında önem arz etmektedir. Makalede ana konuya odaklanmadan önce, Tanzanya hakkında genel bir bilgilendirme yapılmış, ardından Leibzig Misyon Cemiyeti’nin (LMS) faaliyetlerine nasıl başladığı, kronolojik bir şekilde açmış olduğu istasyonlar, bu istasyonlarda karşılaşmış olduğu zorluklar ve kullanılan yöntemler hakkında bilgi verilmiştir. Ayrıca, Tanzanya’da Lutheran misyoner (...) cemiyetlerinin, Tanzanya Evanjelik Lutheran Kilisesi (Tanzania Evangelical Lutheran Church in Tanzania) ELCT ile tek bir kilise çatı altında toplanması ele alınmıştır. Son olarak, ELCT’nin kabul etmiş olduğu ilkeler ve Martin Luther’in öğretilerinin Afrika’daki yansımaları üzerinde durulmuştur. Makale, sadece misyonerleri ve misyonerlik faaliyetlerini değil, ayrıca muhatap olunan ve yüzyıllardır sömürgeleştirilen Afrika halkını anlamamıza da yardımcı olmaktadır. Araştırma, Lutheran misyonerliğinin Tanzanya’da başlamış olduğu 19. yüzyıl sonu ve yoğunlaştığı 20. yüzyıl ile sınırlandırılmıştır. Otto von Bismarck’ın (1815-1898) katkılarıyla gerçekleşen Berlin Konferansı sayesinde, batılı ülkelerin bayrakları ile haçları da sömürge topraklarına girmiştir. Tanzanya'da Lutheran Misyon, Johann Ludwig Krapf (1810-1881) ve Johannes Rebmann'ın (1820-1876) CMS tarafından görevlendirilmeleri sonucu başlamıştır. LMS, CMS'den 1892 tarihinde görevi devralmıştır ve Machame, Mamba, Old Moshi, Pare, Meru'da faaliyet göstermiştir. Misyon faaliyetleri süresince, savaşlar, kıtlık ve salgın, çok eşlilik, sünnet uygulaması, tanrı anlayışı gibi birçok zorlukla karşılaşılmıştır. Zorluklar, onları ortadan kaldırmaya yardımcı olacak; eğitim, sağlık, bütüncül hizmet, ortak dil (lingua franca), Kutsal Kitap çevirileri, ev ziyaretleri, yerli yardımcılar ve yerlileştirme gibi yöntemleri de beraberinde getirmiştir. Tanzanya’da LMS dışında; Katolik Kutsal Ruh Babaları (Holy Ghost Father/ Spiritanlar), Katolik Beyaz Babalar (Peres Blancs), Katolik Benediktinler, Anglikan Kilise Misyon Topluluğu (Chuch Missionary Society) CMS, Anglikan Üniversitelerin Orta Afrika Misyonu (The Universities’ Mission to Central Africa) UMCA gibi misyon grupları mevcuttur. Tanzanya'da bulunan Lutheran Misyon toplulukları, Evanjelik Lüteriyen Kilisesi (ELCT) adı altında 1963 yılında tek bir çatı altında toplanmıştır. ELCT bugün 5,2 milyon üyesi ile Tanzanya nüfusu içinde hatırı sayılır bir yere sahiptir. Bu çalışmada, deskriptif yöntem kullanılmıştır. Ulaşılabilen tüm ilk kaynaklara inilerek Lutheran misyonerler ve Tanzanya hakkında bilgi verilmiştir. Çalışmada Türkçe kaynaklara yer verilmekle birlikte yabancı kaynak kullanımına ve misyon topluluklarının bilinen kısaltmalarının kullanılmasına önem gösterilmiştir. Anahtar Kelimeler; Tanzanya, Hıristiyanlık, Misyonerlik, Lutheranizm, Leipzig Misyon Cemiyeti. (shrink)

We investigate whether female board representation and firms’ financial performance are related and whether the relationship differs for firms located in more prejudicial environments. As a proxy for prejudicial environment, we use two geographical indicators: whether a firm is headquartered in a conservative “red” state or in a liberal “blue” state and whether the firm is located in regions where residents possess more stereotypical attitudes about gender equality. We find that both financial performance and female board representation are lower for (...) firms headquartered in red states when compared to those in blue states, and we find similar results for firms located in regions where residents hold more gender-stereotypical views. However, financial performance improves when female directors are present regardless of the firm’s location. Evidence also shows that the incremental improvement in performance measured by Tobin’s q is greater in red-state than in blue-state companies and in regions where residents hold more gender-stereotypical views. The overall results imply that gender stereotyping holds back financial performance and that female directors help improve financial performance. (shrink)