The Nuclear Threat Initiative focuses on preventing catastrophes related to weapons of mass destruction, with a wide range of attacks including nuclear, biologic, radiologic, chemical and cyb...

Volume 20, Issue 4, May 2020, Page 92-94.

Volume 19, Issue 12, December 2019, Page 74-77.

The economic pastoral letter states that employees have rights to employment, non-discriminatory treatment, adequate wages, health care, old age and disability insurance, healthy working conditions, rest and holidays, reasonable protection from arbitrary dismissal, notice of plant closings, unionization and collective bargaining. In addition, the bishops call for better cooperation between labor and management. This paper discusses how these rights can be protected by good personnel/human resource policies and procedures.

Comatose survivors of cardiac arrest may die following withdrawal of life-sustaining therapy (WLST) due to poor neurologic prognosis. Family members, acting as surrogate decision makers, are frequently asked to decide whether the patient should continue to receive ongoing life-sustaining therapy such as mechanical ventilation in this context of risk of death following removal. Sometimes, physicians and family members disagree about what is in the patient's best interest, and this conflict causes distress for both families and medical personnel. This article examines (...) themes recorded in the medical records of 24 cardiac arrest patients at Columbia University Medical Center (CUMC) whose families chose to pursue continued life support despite physician recommendations for withdrawal. In documented conversations between patients' families and their providers, the most prominent themes included faith in miracles, the inappropriateness of "playing God," the value of more time with the patient, and differences in how providers and family members perceived the patient's status. (shrink)

In a revealing TEDxKC talk entitled "How My Mind Came Back to Life—And No One Knew", Martin Pistorius, author of Ghost Boy, shares his harrowing experience of living in a vegetative state with a locked-in syndrome for two long years. When his consciousness returned, Pistorius reflects on how he was unable to communicate the news of his recovery. Using his augmented and alternative communication device, Pistorius observes, "Your personality appears to vanish into a heavy fog and all of your emotions (...) and desires are constricted, stifled and muted within you. … It's a very dark place to find yourself because in a sense, you have vanished."Pistorius's speech is a commentary on voice and identity, and... (shrink)

The COVID-19 pandemic swept through New York City swiftly and with devastating effect. The crisis put enormous pressure on all hospital services, including the clinical ethics consultation team. This report describes the recent experience of the ethics consultants and Columbia University Irving Medical Center during the COVID-19 surge and compares the case load and characteristics to the corresponding period in 2019. By reporting this experience, we hope to supplement the growing body of COVID-19 scientific literature and provide details of the (...) human toll the virus took on our hospitals and communities. We also aim to highlight the role of the clinical ethics consultant as well as areas of policy and law that may need to be addressed in order to be better prepared for a future public health crisis. (shrink)

The initial purpose of this study is to provide an empirical validation of Victor and Cullen’s ethical-climate model (1987, Frederick (ed.), Research in Corporate Social Performance and Policy, Vol. 9, pp. 51–71; 1988, Administrative Science Quarterly 33, 101–125; 1990, Frederick and Preston (eds.), Business Ethics: Research Issues and Empirical Studies (JAI Press Inc., Greenwich, Connecticut), pp. 77–97). Testing the model on a sample of Danish firms, this study demonstrates that the empirical model as suggested by Victor and Cullen is much (...) stronger than suggested by previous research. Based on a confirmatory factor model, the results of this study suggest a revised ethical structure. Especially a sixth dimension – own interest – is separated from the original instrumental dimension. Further, this study suggests that the ethical-climate model can be enhanced with the dimension of autonomy deriving from Koys and DeCotiis’ (1991, Human Relations 44(3), 265–285.) dimensional psychological climate instrument. (shrink)

Modern dönemde iletişim ve ulaşımda teknolojinin gelişmesiyle birlikte dünya küçük bir köy haline gelmiştir. Bu dönemde Batı sistemi maneviyatı ve ahireti bırakıp maddiyat ve dünya için belli araç ve gereçleri üreterek modern medya alanına egemen olma gücünü elde etmiştir. Bu durum özellikle İslam’a saldıran söylemlerin tırmanması, dini gruplara saldırıların artması ve İslami içeriklerle savaşın büyümesiyle birlikte İslami medyayla uğraşanların hitap önceliklerini tekrar gözden geçirmelerini gerekli kılmıştır. Aslında bu meydan okumalar İslam medyasının daha önce sıkıntısını yaşadığı ve halen de devam eden (...) sorunlara dayanmaktadır. Medya alanında çalışılabilecek çok sayıda konu bulunmaktadır. Bunlar arasında en az tercih edilen konu ise makâsıd ya da evleviyyât bakış açısı ve makâsıd ictihâdı çerçevesinde medyaya bakma konusudur. Bu çalışmada bu konu araştırma konusu olarak seçilmiştir. Bu konunun seçimi, birtakım varsayımlara dayanmaktadır. En önemlisi de makâsıd ilminin ölçü olması ve evleviyyât fıkhıdır. Bu ölçü genel olarak medya ilminin öncüleri ve özel olarak da İslami medyanın öncüleri için makâsıd bakışını sunabilen bilişsel teorilerin ve yöntemsel imkânların amaçladığı önemli niteliklerden biridir. Böylece makalenin sorusu şu şekilde ifade edilebilir: Ümmetin kalkınmasını, liderliğini ve diğer milletler üzerindeki etkisini gerçekleştirmek amacıyla makasıdü’ş-şerî‘aya dayalı öncelikler fıkhının kuralları, çağdaş medya alanına nasıl uygulanabilir? Bu çalışma iki bölümde ele alınmıştır. Birinci bölümde medya alanındaki öncelikler fıkhı kavramı ve bu alandaki bu fıkhı dikkate almanın delilleri ele alınmıştır. İkinci bölümde öncelikler fıkhının kurallarını modern medya alanına tatbik etme konusu ele alınmıştır. Ayrıca makâsıd kuralları, nevazil fıkhının kuralları ve vesail kuralları olan üç kural çeşidine göre her bir mertebe için örnekler verilmiştir. Bu düşünceyi temellendirmenin birçok yönü bulunmaktadır. Fakat bu konu iki yönden ele alınmıştır. Birincisi medya yönündür. Burada öncelikleri modern medya ilminde düzenleme teorisi ele alınmıştır. İkincisi makâsıd yönüdür. Burada makâsıdü’ş-şeri‘a ilmine dayanan önceliklerin kuralları ele alınmıştır. Bu çalışmada biraz karşılaştırma yöntemi kullanmanın yanı sıra genel olarak niteleme, tahlil ve istinbât yöntemleri kullanılmıştır. Bu çalışma neticesinde makâsıd ilmini medya alanıyla ilgili ictihâdî bakışta işletmenin zaruri olduğuna ve bunun bilimsel bir lüks olmayıp zorunlu olduğu sonucuna varılmıştır. Ayrıca modern İslami düşünce medyasının genel olarak makâsıdü’ş-şeri‘a ölçüleri ve özel olarak da hitap ve medya makâsıdının ölçüleriyle yönlendirmesi gerektiği sonucu elde edilmiştir. Medyanın yakın, orta ve uzak stratejilerini geliştirerek evleviyyât fıkhını işler hale getirmenin zorunlu olduğunu öneriyoruz. Ayrıca medya ve makâsıdü’ş-şeri‘a alanlarında araştırma yapan ve bu ilimlerle meşgul olanların medyayı makâsıd fıkhıyla çerçeveleme ve medya alanında makâsıdı çalıştırma konusunda ortak ciddi çalışmalar yapmalarını öneriyoruz. (shrink)

İslam’ın toplum hayatındaki tezahürlerinin mahiyet ve işlevi hakkındaki tartışmalar neredeyse Hz. Peygamber’in vefatından hemen sonraya kadar uzanır. Kelamın ehl-i hadisi eleştirisinde, Müslüman filozofların kelamcıları eleştirisinde, Gazzâlî’nin (ö. 1111) filozofları eleştirisinde daima İslam’ın “nasıl” anlaşılması gerektiği sorusunu görmek mümkündür. Gazzâlî ve İbn Rüşd (ö. 1198) gibi birbirine muhalif olan iki âlimin dahi kendi dönemlerindeki fukahayı eleştirmede müttefik olmasında yine İslam’ın “nasıl” anlaşılması gerektiği ve toplum hayatında “nasıl” uygulanacağı sorusu görülebilir. Son yüz yıllık dönemde ise bu tartışmalar ve uğraşların zirve yaptığını söyleyebiliriz. (...) Müslümanlar olarak küçük bir köye dönüşen dünyaya kayıtsız kalamayız, kendimizi merkeze aldığımız bir dünya tasavvur edemeyiz. Sosyolojimizin, psikolojimizin, siyaset, ekonomi, eğitim ve kültürümüzün diğer milletler ve din mensupları ile etkileşim halinde olduğu gerçeğini yok sayamayız. Durum böyle olunca maalesef Müslüman ülkelerin birçok alanda yaşamış olduğu sorunlar her geçen gün yüzümüze vurulmaktadır. Konuya vakıa tespiti yaparak başladığımız takdirde incelemesini yapacağımız İslam Işığında Müslümanlığımızla Yüzleşme eserinin önemi daha belirgin olacaktır. (shrink)