It has long been the habit of philosophers, and is still a common failing of ordinary playgoers, to see tragedy through the coloured spectacles of an acquired philosophical or religious outlook, and to commend or condemn rather from the standpoint of partiality for a certain view about life in general than from that of one assessing the intrinsic merits of a work of art. Because we all, whether laymen or specialists, theorize about the nature and destiny of that mysterious universe (...) which, for a brief span, our minds illumine, and because the working hypothesis so engendered is inevitably tinged by our personal idiosyncrasies of temperament and taste, there have been—and, building on such a foundation, there must be—almost as many different theoretical explanations of the tragic as theoreticians speculating on this high theme. Besides introducing that personal equation which has always been anathema to science, the distorted vision for which philosophical preconceptions are responsible brings with it minor illusions that are scarcely less injurious; the reading into a play or a novel of notions that had never entered the poet's brain, or the interpolation of history with incidents that never really occurred, the discarding of much that is genuinely tragic because it happens not to fit into the mould shaped by our own ideas, and the acceptance of much that is not merely untragic, but actually inartistic—pacifist, or communist, or feminist, or religious propaganda—because it happens to display the native hue of our own convictions. (shrink)

Bu makale, Osmanlı siyaset düşünce geleneğinde fazilet temelli kendine has ılımlı bir siyasî realizmin var olduğunu savunmaktadır. Günümüz siyasî realizm literatürü ve Osmanlı fazilet ahlâkına dayalı karşılaş- tırmalı metotla, siyasetin mahiyeti ve insanın doğasına dair realist unsurları teşhis etmeden Osmanlı siyaset düşüncesinde ahlâkî argümanların siyaseti, devlet fikrini ve kurumları nasıl inşa ettiğini anlayamayacağı- mızı iddia ediyorum. Osmanlı fazilet ahlâkı geleneğinde ahlâkın her şeyi kapsadığına dair kanının aksine siyasetin mahiyeti itibariyle tekil, değişken, ahlâktan bir ölçüde bağımsız bir gerçeklik olarak anlaşıldığını gösteriyorum. (...) Bununla bağlantılı olarak Osmanlı siyaset düşünce geleneğinde fazilet ahlâkından gelen in- sanın acziyeti anlayışının, siyasî aktörleri ve eylemleri değerlendirmede onu realist yapan unsur olduğunu ifade ediyorum. Son olarak ahlâkın kapsamı ve siyasetin mahiyetini (gerek birbirleriyle olan ilişkileri açı- sından gerekse de birbirlerinden bağımsız olarak varlıklarını) açıklamada tümeller probleminin nasıl bir rol oynadığına işaret ediyorum. Tümeller probleminin siyaset ve ahlâk arasındaki karmaşık ilişkiye dair getirdiği analitik ayrımları ılımlı siyasî realizmin kaynağı olarak sunuyorum. (shrink)

Pour l'A., il n'existe aucune preuve tangible qui permette de relier la proskynèse et les segmenta. La description la plus complète de la proskynèse est disponible dans le traité de Constantin VII Porphyrogénète, le De cerimoniis, qui est un récit du cérémonial de la cour byzantine à son apogée. Andreas Alföldi a suggéré que l'introduction du rite du baiser du genou de l'empereur impliquait la présence de morceaux de tissus sur les vêtements de l'empereur au niveau du genou. Ces segmenta (...) n'apparaissent pas exclusivement sur les vêtements impériaux. (shrink)

Questions of social justice and health-care costs are some of the concerns of society. The cost caused by cardiovascular diseases can have an enormous impact, and it is important to know what patients think about illness costs when they are hospitalized. Two interviews were realized in a longitudinal study, in a sample of 106 patients submitted to expensive techniques in Cardiology (Portugal), to understand the patients’ perception about the health costs and behavior changes based on awareness. We can conclude that (...) cardiovascular diseases are a global phenomenon that generally affects all social groups. From those interviewed, 83% of the patients agree about getting information concerning the treatments and intervention costs during hospitalization because the information about costs can bring the necessary tools for improvement in patients and health resources; 70.8% of the patients say that this information could bring awareness to the patient’s life, enhancing responsibility and personal autonomy. (shrink)

We prove that RCA₀ + RT $RT\begin{array}{*{20}{c}} 2 \\ 2 \\ \end{array} $ ̸͢ WKL₀ by showing that for any set C not of PA-degree and any set A, there exists an infinite subset G of A or ̅Α, such that G ⊕ C is also not of PA-degree.

Christianity during Portuguese era in Kerala, India.

This essay is concerned with a number of related proposals that claim there is a link between spacetime topology and quantum entanglement. I indicate the extent to which these proposals can be understood as stating a duality, and then consider two general approaches to articulating such a duality: a “state-based” approach, under which one attempts to identify relevant topological states as dual to quantum entangled states; and an “observable-based” approach, under which one attempts to identify relevant topological observables as dual (...) to quantum entangement observables. Both approaches are faced with issues, essentially due to the ambiguous nature of quantum entanglement, that remain to be addressed. (shrink)

Bilimin ne olduğunun tespit edilmesi ve bilimi sözde bilimlerden ya da bilimsel olmayan alanlardan ayırt edecek ölçütün ne olması gerektiğine yönelik tartışma, bilim felsefesinde sınır çizme sorunu olarak ele alınmaktadır. Bu makalede, öncelikle söz konusu soruna yönelik geleneksel yaklaşımlar incelenmiş ve ardından bu yaklaşımların bilimsel toplulukların doğasına ilişkin özellikleri göz ardı ettiği ortaya konmuştur. Daha önce yapılan çalışmalar bilimi daha çok önermeler, ifadeler ya da salt epistemik bir sistem olarak ele almakta ve bilimsel akıl yürütmenin biçimi ile bilimsel kuramların özelliklerine (...) odaklanmaktadır. Bu tespit çerçevesinde, sunulan çalışmada, bilimsel bir disiplinin asgari olarak iki özellik (yapısal ve kanıta dayalı olması) üzerine kurulması gerektiği vurgulanarak, sınır çizme sorununun çözümüne yönelik önerilen alternatif ölçüt bilimin sosyal yönüne dikkat çekmektedir. Bu bakımdan, makalenin asıl ilgisi, sınır çizme sorununu alternatif bir yolla ele alabilmek amacıyla bilimin ve onun uygulayıcılarının sosyal özelliklerine yönelik tespitleri, sözde bilimin uygulayıcıları ile kıyaslayarak aktarmaktır. Makale, bir disiplinin sözde bilim olarak nitelendirilebilmesi için öncelikle o disiplinin bilimsellik iddiasında bulunması, daha sonra bilimsel topluluk tarafından sürdürülen bir araştırma geleneğine kabul edilmemiş ya da bu araştırma geleneği tarafından terk edilmiş olması gerektiği düşüncesi ile sonuçlandırılmıştır. (shrink)

Critical analysis of the commercialization and malpractice current in the profession of medicine.