Abstract
Dil, düşüncelerin ifade edilmesini, bilgi aktarımını ve sosyal etkileşimi sağlayan temel bir olgudur. Dil eğitimi ise kültürler arası iletişimi kolaylaştıran ve dünya genelinde etkili iletişim kurma becerisi kazandıran bir faaliyettir. Birden fazla dil bilmek, farklı kültürlere ve bakış açılarına açık olmayı sağlar. Yaşadığı dünya düzeni içerisinde çağın gerisinde kalmak istemeyen, uygar ve etkileşimli bir toplum olma niyetini taşıyan Fransa hükümet yetkilileri dil eğitimi konusunda ciddi adımlar atmıştır. 1795 yılında Doğu dilleri üzerine uzmanlaş Inalco’yu kurarak başta Osmanlı olmak üzere İslâm dünyasının konuştuğu dili öğrenen uzmanlar yetiştirmeye başlamıştır. Kuruluşundan itibaren sistemli bir şekilde dil yelpazesini genişleten Inalco, Türkçe, Arapça, Çince, Farsça, Hintçe, Japonca, Korece, Rusça, İbranice ve daha birçok Doğu dilini bünyesine katmıştır. Bu dilleri öğrenen ve konuşan kişiler sayesinde Fransa, Doğuyla olan münasebetini güçlü tutmakta ve burada bulunan devletlerle uzaktan yahut yakından temas içerisinde kalmayı sürdürmektedir. Yaklaşık dört asırlık geçmişiyle Inalco, bir dil eğitimi merkezi olmanın yanında şarkiyat kurumları içerisinde önde gelen, sayısız oryantalist yetiştirip çeşitli sahalarda eserlerin yazılmasına imkân tanıyan bir kurumdur. Kuruluş, misyonuna uygun olarak uzun süre Doğu dilleri ve medeniyetleri üzerine uzmanlaşmış öncü isimleri yetiştirip çalışmalarıyla kültürel etkileşimi teşvik etmiş ve kültürler arası anlayışı geliştirmeye yardımcı olmuştur. Kurumsal tecrübesiyle ilgi alanını hep genişleten Inalco günümüzde neredeyse tüm dünya dilleri ve medeniyetleri üzerine çalışmalarını devam ettirmektedir. Artık dil ve kültür alanındaki uzmanlığı ve köklü geçmişiyle dünya genelinde saygın bir kurum olarak kabul edilmektedir. Inalco’da yetişen dil uzmanları Fransız hükümetinin diplomatik ve ticari ilişkilerinde aktif rol alarak bu konularda yetkililere tercümanlık hizmeti sunmuşlardır. Aynı zamanda uzman oldukları dillerin yeni nesillere öğretilmesinde öğretici pozisyonlarını korumuşlar ve ilişkide oldukları kültürlerin tanınmasında da önemli roller üstlenmişlerdir. Her ne kadar yaptıkları iş şarkiyat hizmeti olsa da Doğu kültürüne ait mirasın gün yüzüne çıkartılmasında, değerlendirilmesinde ve tasnifinde yer alarak bu kültürlere ait ögelerin korunmasında yardımcı unsur olmuşlardır. Silvestre de Sacy, Louis Bazin, Régis Blachère, Louis Massignon vb. birçok Doğu bilimci burada yetişerek hem kendi ülkelerine hem de Doğu kültürüne hizmet etmişlerdir. Ancak akademik ortamda Inalco ve benzeri kurumlar üzerine yeteri kadar çalışmanın olmadığı da bir gerçektir. Dolayısıyla bu çalışmada, Inalco’nun kuruluşu, işleyiş şekli ve faaliyet alanları tanıtıldıktan sonra bir şarkiyat kurumu olarak misyonu üzerinde durulacaktır. Saha araştırması, gözlem, yetkili mercilerden alınan bilgi ve belgelerle oluşturulan çalışmanın alandaki boşluğu dolduracağı düşünülmektedir. Yaklaşık dört asırlık geçmişiyle Inalco, bir dil eğitimi merkezi olmanın yanında şarkiyat kurumları içerisinde önde gelen, sayısız oryantalist yetiştirip çeşitli sahalarda eserlerin yazılmasına imkân tanıyan bir kurumdur. Fiilen 1795 yılında Fransa’da kurulan Inalco kuruluş misyonuna uygun olarak uzun süre Doğu dilleri ve medeniyetleri üzerine uzmanlaşmış öncü isimleri yetiştirmiştir. Uzun süre şarkiyat alanına odaklanan Inalco, Doğu dilleri ve medeniyetleri üzerindeki çalışmalarıyla kültürel etkileşimi teşvik etmiş ve kültürler arası anlayışı geliştirmeye yardımcı olmuştur. Kurumsal tecrübesiyle ilgi alanını hep genişleten Inalco günümüzde neredeyse tüm dünya dilleri ve medeniyetleri üzerine çalışmalarını devam ettirmektedir. Artık dil ve kültür alanındaki uzmanlığı ve köklü geçmişiyle dünya genelinde saygın bir kurum olarak kabul edilmektedir. Ancak akademik ortamda Inalco ve benzeri kurumlar üzerine yeteri kadar çalışmanın olmadığı da bir gerçektir. Dolayısıyla bu çalışmada, Inalco’nun kuruluşu, işleyiş şekli ve faaliyet alanları tanıtıldıktan sonra bir şarkiyat kurumu olarak misyonu üzerinde durulacaktır. Saha araştırması, gözlem, yetkili mercilerden alınan bilgi ve belgelerle oluşturulan çalışmanın alandaki boşluğu dolduracağı düşünülmektedir.