Abstract
İslâm coğrafyasının genişlemesi neticesinde Arap olmayan toplulukların İslâm dini ile tanışmaları beraberinde bir takım problemleri de getirmiştir. Bu problemler arasında, Kur’ân’ın yanlış anlaşılma endişesi en başı çekmektedir. Arapçaya hâkim olmamaktan kaynaklanan dil hatalarının âyetlere kadar sirayet ettiğini gösteren birçok rivayetin varlığı da bunu teyit etmektedir. Bundan dolayı hicrî birinci yüzyılın ikinci yarısından itibaren dil ile ilgili faaliyetler aralıksız bir şekilde devam etmiştir. Bu faaliyetler arasında, Kur’ân’ın üslûbunu, âyetlerde yer alan kelimelerin delâleti ve sesletimini, cümlelerin iç bütünlüğü ile filolojik tahlillerini ele alan çalışmalar bulunmaktadır. Bu çalışmalar, Arap gramerinin oluşturulması ve bazı gramer ekollerinin ortaya çıkmasıyla birlikte genellikle “Ma‘âni’l-Ḳur’ân” ve “İ‘râbü’l-Ḳur’ân” başlıkları kullanılarak daha sistemli bir şekilde hicri dördüncü yüzyılın sonlarına kadar devam etmiştir. “Ma‘âni’l-Ḳur’ân” başlığını kullanarak eser yazan âlimler arasında gramer ilmiyle birlikte tefsir alanında da önemli bir konuma sahip olan Yahyâ b. Ziyâd el-Ferrâ da bulunmaktadır. Sözü edilen eserde Ferrâ’nın, lügavî tahlilleri esnasında özellikle sözcüklerin siygası ve çok anlamlılığı doğrultusunda dil-kültür ilişkisine örnek olabilecek birçok bireysel değerlendirmesine rastlanılmaktadır. Onun bazı ayetler etrafında sergilenen çeşitli görüşlere yer verdikten sonra Arap toplumu nezdinde bir yönüyle de bile olsa kabul gören semantik tahlillere ayrıca yer vermesi, müfessirlerin, çoğu zaman anlaşılması güç ayetlerle birlikte murad edilenin dışında bir yorumun önlenmesi için dönemin kültüründen yararlanmaları gerektiği şeklinde de değerlendirilebilir. Bu bakımdan Kur’ân-ı Kerîm’in insanlığa sunduğu mesajların en doğru şekilde anlaşılabilmesi adına bazı âyetlerin tefsiri ve değerlendirmesi yapılırken başvurulacak ilmî merci ve disiplinlerin geniş tutulması önem arz etmektedir. Binâenaleyh makalede Ferrâ’nın kendisine özgü tahlilleriyle beraber, görüşlerine yer verdiği başka âlimlerin analizlerinden sadece dil-kültür ilişkisine örnek olabilecek tespitler üzerinde durularak kültür ve dil etkileşiminin âyet yorumundaki rolüne işaret edilecektir.