The aim of this book is to examine Erasmus' attitude toward the medieval past and to relate it to his historical consciousness.

Bu makalede Giritli Sırrı Paşa’nın (1844-1895) Şerhu’l-Akāid Tercümesi analiz edilmektedir. Makalede öncelikle Sırrı Paşa’nın entelektüel arka planı ve diğer eserlerine değinilerek tercüme tarihsel bağlamına yerleştirmeye çalışıldı. Özellikle mütercimin kelâm tasavvurunu yansıtan mukaddime kısmına dikkat çekildi. Mâtürîdî kelâmına dair klasik bir metnin on dokuzuncu yüzyıl Osmanlı okuyucusu için Şerhu’l-Akāid’in diğer şerh ve haşiyelerindeki farklı yorumları içerecek şekilde tercümenin nasıl genişlediği gösterildi. Tercümede farklı görüşlerin bir araya toplanması, aynı mesele karşısında farklı yaklaşımların birbirleriyle karşılaştırılabilmesini sağlamaktadır. Sırrı Paşa sadece metni tercüme edip diğer (...) yorumları nakletmekle kalmamış, kendi yorumlarını da ortaya koymuştur. Bu nedenle bu tercümeyi “yorumlu tercüme” olarak adlandırmaktayız. Örnek olarak bu çalışma Mâtürîdî ve Eşʿarî ekolleri arasındaki temel ihtilaflardan biri olarak görülen irâde-i cüzʾiyye kavramı üzerine odaklanmaktadır. Sırrı Paşa ve faydalandığı kaynaklardan Cevdet Paşa bu meselede Mâtürîdî görüşü benimsemişlerdir. (shrink)

Este libro recoge una veintena de estudios que, desde el punto de vista de la teoría social abordan aspectos variados de la Globalización, el Riesgo y la Reflexividad, considerados como los retos fundamentales con los que ha de enfrentarse la sociología actual.

Монография представляет собой исследование философских взглядов одного из представителей второй половины XIX века, мыслителя, публициста, литературного критика, переводчика, издателя, Н. Н. Страхова.

Kavramlar doğru anlamlandırılmadığı takdirde meselelerin anlaşılması noktasında yanlış sonuçlara varmanın kaçınılmaz olduğu bir hakikattir. Fıtrat kavramı bu manada insanın neliği bağlamında başat kavram olarak her daim farklı değerlendirmelere konu olmuştur. İnsanın, gerek kendisini var eden Allah ile olan ilişkisi gerekse hemcinsleriyle ve içerisinde yaşadığı âlemle ilişkisi çerçevesinde bu kavramın anlam alanının tespiti yine ait olduğu dünya üzerinden yapıldığı zaman konu hakkında doğru sonuçların elde edilmesine imkân tanıyacaktır. Kur’ân ve hadislerde yerini bulan fıtrat kavramının anlam alanına yönelik çalışmaların bu alanlarda derinlemesine (...) tahlili noktasında söz konusu metinleri, kendi iç bütünlükleri ve birbirleriyle olan ilişkileri bağlamında meseleyi ele alması, en sağlıklı yol olacaktır. Bu çalışmada kavramın önce sözlük anlamı, türevleri üzerinden ele alınmış daha sonra Kur’ân ve hadislerde geçtiği durumları, belirtilen usûl üzerinden değerlendirmeye tâbi tutulmuştur. Sonuç olarak luğavî anlamı da dikkate alınarak fıtrat kavramı ile Kur’ân’da insanın Allah’la ilişkisine, hadislerde ise insanın doğasındaki sâfiyete ve insanlarla olan ilişkisinde dikkat gerektiren yönüne vurgu yapıldığı ortaya konulmaya çalışılmıştır. (shrink)

Commentary on the Sāṅkhyakārikā of Īśvarakr̥ṣṇa, compendium of the Sāṅkhya school in Hindu philosophy.

On views of five Buddhist Nyāya philosophers on Buddhist logic; includes brief biographical sketches and a list of their works.

Biography of Nguyễn Sinh Sắc (1862-1929), the father of President Ho Chi Minh.

First-2d ed. published under title: Manual de introduccion a la ciencia del derecho.

The exclusion problem for mental causation is one of the most discussed puzzles in the mind-body literature. There has been a general agreement among philosophers, especially because most of them are committed to some form of physicalism, that the dualist cannot escape the exclusion problem. I argue that a proper understanding of dualism - its form, commitments, and intuitions - makes the exclusion problem irrelevant from a dualist perspective. The paper proposes a dualist approach, based on a theory of event (...) causation, according to which events are medium-grained, namely parsed into mental and physical property components. A theory of contrastive mental causation is built upon this theory of events, for which the problem of exclusion does not arise. (shrink)

Eser, yazarın 2008 yılında tamamlamış olduğu “Kur’an’ın Tasdik Ettiği Tevrat’taki Konular” isimli doktora tezinin 2011 yılında “Tevrat’ın Kur’an’a Arzı-Kur’an’ın Tevrat’ta Tasdik Ettiği Konular” ismiyle basılmasıyla yayın hayatına kazandırılmıştır. Kur’an ve Tevrat’taki konular bu çalışmanın öncesinde ve sonrasında genellikle mukayeseli bir biçimde çalışılmıştır. Gerek Kur’an ve Tefsir alanında gerekse Dinler Tarihi alanında kıssalar, tarihi olaylar, hükümler, uygulamalar gibi pek çok açıdan Kur’an ve Tevrat’a dair özellikle mukayese içeren tezler ve eserler bulunmaktadır. Bu çalışmanın alandaki diğer eserlerden farkı Kur’an’ın Tevrat’ı tasdik edici (...) olmasının ne mânaya geldiğini izah etmesi ve Tevrat’ta yer alan hangi konuları doğrulayıcı olduğunu derli toplu bir şekilde ortaya koymasıdır. (shrink)

A más de cien años de su nacimiento y casi treinta de su muerte, Paul Grice sigue siendo uno de los filósofos más citados, discutidos e incomprendidos del siglo xx. Innovador, desafiante e inconforme intelectualmente, parece haber llevado a cabo uno de los anhelos más profundos de la filosofía oxoniense del lenguaje ordinario: transformar la reflexión sobre el lenguaje en una reflexión sobre la acción humana. El libro argumenta a favor de esta tesis señalando cómo algunos problemas específicos de la (...) filosofía del lenguaje de Grice sólo pueden ser tratados en el contexto de sus reflexiones más maduras sobre acción, racionalidad y valor. Defiende también la posición de que muchas explicaciones de significado son lógicamente análogas a las explicaciones de la acción. Pero la evaluación de la acción en términos de las razones involucra al menos dos tipos de restricciones racionales: aquellas internas al hablante (lo que resulta racional para él) y otras externas (lo que el hablante debe hacer desde el punto de vista de los demás). Con su celebrado análisis del significado del hablante, Grice enfatiza rasgos del primer tipo; con su famosa teoría de la conversación, identifica rasgos del segundo. Y ambos tipos de restricciones solo tienen sentido si se reconoce que el significado de una palabra o de una conducta no es una cosa ni una entidad mental sino la conformidad del símbolo o la acción con un criterio normativo. La conclusión general de Grice resuena más allá de sus contribuciones precursoras en filosofía del lenguaje y permite articular una posición metafísica. En un mundo sin seres capaces de evaluar, de dar y reconocer valor, la pregunta por el significado carecería de objeto. (shrink)

Aphoristic work on Sankhya philosophy with Sanskrit commentary and Hindi translation of Sāṅkhyaśāstra, Maithili commentary by Durgādhara Jhā.

Chinese philosphy of cults, Falun Gong and Indian mysticism.