Abstract
Mehdî inancı, İslam toplumunda yayılışından kısa bir süre sonra, kitleleri harekete geçiren bir motivasyon olarak Abbâsî İhtilâli sırasında yeniden ortaya çıkmıştır. Bu sebeple, ihtilâli ele alan birçok çalışmada halkta yaygınlık kazanan bu inançtan nasıl ve ne şekilde istifade edildiği incelenmiştir. Abbâsîler, Mehdî inancı olarak ifade edilen beklenen kurtarıcı inancından, ihtilâl başarıya ulaştıktan sonra da hilafette kendilerine meşruiyet sağlama amacı ile istifade etmişlerdir. Böylece Ahbâru’l-Abbâs adlı, Abbâsîlerin ihtilâlle sonuçlanan mücadelelerinin yarı resmi tarihi olarak sayılan kaynakta da Abbâsîlerin beklenen kurtarıcılar olduğunu vurgulayan birçok rivâyet yer almıştır. Ahbâru’l-Abbâs, Abbâsî İhtilâli hakkında önemli bilgiler sunan ve bu nedenle muhtemelen Abbâsî ailesine yakın biri tarafından yazılmış olduğu tahmin edilen anonim bir el yazmasıdır. Abdülaziz ed-Dûrî ve Abdülcebbâr el-Muttalibî tarafından 1971'de yayımlandıktan sonra, Ahbâru’l-Abbâs veya kısaca Ahbâr olarak tanınmıştır. Bu kaynakta Abbâsîlerin beklenen kurtarıcılar olduğunu vurgulayan birçok rivâyet vardır ancak bu rivâyetler daha çok siyah sancakların ortaya çıkışı ile ilgili anlatımlarla sunulmuştur. Şimdiye kadar eser hakkında veya eserden istifade edilerek yapılan çalışmalarda, rivâyetler çoğunlukla ihtilâlin bilinmeyen yönlerine ışık tutacak şekilde ele alınmıştır, fakat bu rivayetler ile Mehdî inancı arasında doğrudan bir ilişki olduğunu vurgulayan bir çalışma bulunmamaktadır. Böylece kaynaktaki rivâyetlerin Mehdî inancı açısından ayrıntılı olarak incelenmediği söylenebilir. Çalışmamızla ilgili literatür bakımından üzerinde durulması gereken iki temel konu vardır. Bunlar arasında da en önemlisi şüphesiz ki Ahbâr’dır. Modern dönemde yeni bulunmuş bu kaynak üzerine olan çalışmalar çoğunlukla Abbâsî İhtilâli’ni ele alan çalışmalardır. Son zamanlarda kaynağın tarihyazımı açısından değeri veya sahihliği hakkında da bazı çalışmalar yapılmıştır. Literatürdeki diğer ilgili çalışmalar ise bir asrı aşkın süredir üzerinde detaylı şekilde inceleme yapılan Mehdî inancı ve bunun ihtilâl için önemine odaklanan araştırmalardır. Bu noktada, Gerlof Van Vloten'in kitabı, Mehdî inancına yönelik bazı önemli noktalara değinen ve bunun Abbâsî İhtilâli üzerindeki etkisini ortaya koyan birincil eser olarak kabul edilmektir. Bununla birlikte Van Vloten, el yazması onun çalışmasını kaleme aldığı dönemde (19. yüzyılın sonunda) henüz keşfedilmediği için Ahbâr’a hiç atıfta bulunmamıştır. Bu makale Abbâsî İhtilâli’nde Mehdî (kurtarıcı) inancının siyah sancaklar hakkındaki rivayetler aracılığıyla oluşturulan etkisini tartışmak amacıyla yazılmıştır. Ahbâr’daki ilgili rivayetleri Mehdî inancıyla ilişkilendirerek ortaya koymaktadır. Bu nedenle bu makale için “Siyah Sancaklı Mehdî” başlığı seçilmiştir. Modern tarihçiler, bu inancın İslam toplumunda giderek yaygınlaştığına ve dolayısıyla Abbâsî hareketinde etkili olduğuna inanmaktadırlar; ancak Ahbâr’dan önce ulaşılan kaynaklar bu iddiayı desteklemek için yeterli değildir. Çalışmada öncelikle Mehdî inancı ele alınacak, daha sonra beklenen kurtarıcı inancının Hicrî 2. yüzyıldaki önemi ve Abbâsî İhtilâli ile ilişkisi tartışılacak, son olarak da Mehdî inancının Abbâsî İhtilâli’ndeki etkinliğinin kaynağımıza nasıl yansıdığı incelenecektir. Bu makale, Ahbâru’l-Abbâs adlı kaynakta, Mehdî inancına doğrudan işaret eden rivayetlerin azınlığına karşın, siyah sancakların ele alındığı rivayetlerin fazla olduğunu savunmaktadır. Böylece Abbâsîlerin Mehdî inancından ihtilâlin başarıya ulaşması ve ardından meşrûiyeti sağlamada istifade ettikleri söylenebilir. Ancak bu inanç yalnızca Mehdî inancı değil, bilhassa siyah sancaklı Mehdî inancıdır.